Serbülent atlar asilenip toynaklarını vurduğunda
Şirazlı Hafız, açsa divanın kapısını
Åžahbaz bir masal anlatsa
İki çocuk gibi kanatlarımızı çırpa çırpa Gider miyiz birlikte
Her gece yalnızlık yonttuğum Bu soğuk mermer
Karanlıkta üşüyen bu eller benim
Şerhedilmemiş acılar...
Gözü yaşlı bir meczubun emanetidir
Zulamda sakladığım yaralar
Bekleme eÅŸikte
Çatkapı gir gözlerimin aynasından Kıyısında gecenin sabaha kadar Susar mıyız birlikte
Heybem gittikçe ağırlaşıyor
Yoruldum gövdemde taşımaktan hayatı
Sığınırdık şuracığa yıkılmasaydı kaleler
İman ederdik yürekten gelseydi sözler
Kelimeler yorulup susunca cümleler
Ağlar mıyız birlikte
’Nasılsın’ diyorsun ya bana
Hangi nehir huzurludur ulaÅŸmadan deryalara
Şimdi bir kuş olsan konsan gecemin pervazına Gönül penceremizi en güzel sabaha Açar mıyız birlikte...
Söyle yar
Sarılıp ruhuma ruhunla söyle
Irmaklar kol kola giderken denizlere Dağlar ferman yazarken söyle
Eğilip nabzından öpüyorum
Kuşların kanadından,dağların alnından…
Yardım ederse Yaradan seçeriz akı karadan
Şu üç günlük dünyadan, sırattan Geçer miyiz birlikte