Siz hiç papazla görev yaptınız mı?Ben yaptım.Ona papaz demek hoÅŸuma gitmediÄŸi için adını da ben koydum;Aziz Peder…
Aziz Pederle birlikte dört koca yıl aynı okulda çalıştık.Almanya’nın bir ilçesinde, Herderschule Okulunda.İlk iki yılımız selamlaÅŸma ile geçti.Sonra ben Almancayı ilerlettim.Normal konuÅŸmaya baÅŸladım.Aynı kattaki sınıflarda,aynı saatlerde ders yaptığımız için tanışıp,konuÅŸmaya baÅŸladık.Önceleri kendimizden, daha sonraları da Türkiye ve Almanya üzerine konuÅŸur olduk.Bir kilise de görevliydi.Hafta içinde okullarda,hafta sonları da kilise de görev yapıyordu.
Memnun olup olmadığını sordum;
---Eh dedi,sevdiÄŸim iÅŸi yapıyorum.Geçinip gidiyoruz iÅŸte!
O Almanların Din Derslerine giriyor,bense Türk ÖÄŸretmeni olarak Türkçe ve Türk Kültürü Derslerine giriyordum.Dini bütün veya dinini bilen Türk ÖÄŸretmenleri olarak bizler zaman zaman dini bilgiler de veriyorduk.Ama din adamı olarak deÄŸil.Din Kültürü Dersleri olarak…
Bizim yurt dışındaki amacımız;Çocuklarımıza, Türkçeyi ve Türk Kültürünü sevdirmek ve yurdumuz hakkında doÄŸru bilgileri vermekti.Önemli olan orda ki çocuklarımız kendi Anavatanlarını ve kim olduklarını unutmasınlar.Bu bile bizim için çok büyük bir kazançtı.
BaÅŸkasını bilmem ama benim sınıflarım BirleÅŸmiÅŸ Milletler Okulu gibiydi.Türk,Alman,Fransız,İtalyan,Yunan ,Makedonya,BoÅŸnak,Arnavut ve Afrika kökenli Araplar.Yani her milletten çocuklar sınıfıma geliyor,Türkçe ve Türk Kültürü Derslerini merakla öÄŸrenmeye çalışıyordu.Derslere 1.Sınıfla lise son sınıflara kadar bütün yaÅŸlardan ve seviyelerden öÄŸrenciler geliyordu.Biz seviye guruplarına göre onlarla günlük dört-beÅŸ saat ders yapıyorduk.Daha çok Türkçe konuÅŸma ve yazma üzerinde duruyor, bunun yanı sıra tarih,sosyal bilgiler ve din derslerini yapmaya çalışıyorduk.
Güzel günlerimizin yanın da güzel ve baÅŸarılı dersler de verdiÄŸimiz oluyordu.Yine zaman zaman ÅŸarkı ve türküler de öÄŸretiyorduk.Yabancı çocuklar zevkle bunları öÄŸreniyorlardı.Tabii sıkıntı çektiÄŸimiz günlerimiz de vardı.Onları belli etmeden mutlu olmaya çalışıyorduk.Bu iÅŸler ihtiyaçtı.Bizler de bu acil ihtiyacı gidermeye çalışıyorduk.Bence çokta yararlı oluyordu.
Benim asıl anlatmak istediğim bunlar değildi.
Hani atalar demiÅŸ ya;”Laf lafı açar!”Bizim ki de öyle oldu.Bu konular da önemli diye bir nebze bahsettik.Åžimdi gelelim asıl konumuza;
Ders yapıyordum.Dışardan bir gürültü-patırtı geldiÄŸini duydum.Kapıyı açtım,dışarı baktım.Bir çocuk Aziz Pederin ders yaptığı sınıfın kapısına tekme ile giriÅŸmiÅŸ, habire vuruyordu.KoÅŸtum.Yanına vardım;
----Yapma çocuk, dedim.Kapıyı niye tekmeliyorsun?
Alman çocuk aÄŸzına geleni söylüyordu.Papaz kapının iç tarafında ona bakıyordu.Başını salladı.Çok ÅŸeyler söylemek istiyor ama sınıfta konuÅŸmak istemiyordu.Kıpkırmızı kesilmiÅŸt.Her tarafının titrediÄŸi belliydi.
---Sen karışma, dedi.Biz hallederiz.
---Peki, dedim.Sınıfıma döndüm.Bizraz sonra daha büyük bir gürültüyle dışarı çıkmak zorunda kaldım.Bizim Aziz Peder, tekme tokat çocuÄŸa vuruyordu.Yanına gittim.Bu sırada çocuk,küfürler ederek merdivenlere koÅŸtu.Sonra da okuldan kaçıp gitti.
Ben dedim ki;
---Üzülme!..Åžikayet olursa beni yazdır.Ben bütün olayı anlatırım.Yalnız ÅŸunu bana iyice anlat.Neden bu çocuÄŸu dövmek zorunda kaldın?Soluklandı.Anlatmaya baÅŸladı;
---Her DoÄŸanay (Her ;Bay denmektir!)Bu çocuk kaç haftadır çok yaramazlık yapıyor.Bana ders yaptırmadığı gibi diÄŸer çocukları da rahatsız ediyor.Kovuyorum gitmiyor.Gel diyorum gelmiyor.Hem arkadaÅŸlarına vuruyor, hem kapıyı tekmeliyor.Ne yapacağımı ÅŸaşırdım.Sonunda sizin gibi dayak atmak zorunda kaldım.Olay bu.
Aklıma hırsız hikayesi geldi.Çocuk;
---Baba bir hırsız tuttum, demiş.
Baba;
---Getir oÄŸlum, diye seslenmiÅŸ!
Çocuk;
---Gelmiyor baba, demiÅŸ!
Baba bu kez;
---Bırak gitsin oğlum, diye seslenmiş!
Çocuk;
---Gitmiyor baba,demiÅŸ.
O koca kavganın içinde güldüm.Sonra;
---Bizde öÄŸrenci dövmek yasaktır Aziz Peder,dedim.O sizin öÄŸretmenlerin yakıştırmasıdır.Keyf için öÄŸrenci dövülmez.Ama çaresiz kalırsan senin gibi deÄŸil de birkaç tokat atarız.Yine de yasaktır.
TeÅŸekkür etti.Ben de sınıfıma döndüm.Bir saat sonra müdür beni çağırdı.Olay hakkında bilgi sordu.Yanında Aziz Peder, bir bayan, bir erkek ve öÄŸrenci duruyordu.Olayı anlattım.O erkek ve bayan bana;
--- Yalan söylüyorsun.Bizim çocuÄŸumuzun hiç suçu yokken dövmüÅŸ.Davacıyız, ÅŸikayet edeceÄŸiz ,dediler.
Ben de dedim kİ;
---Asıl öÄŸretmenin sizi ve sizin çocuÄŸunuzu ÅŸikayet etmesi gerekir.Sınıfın ve okulun huzurunu bozuyor.Bize bile ders yaptırmıyor.
Mutlaka ÅŸikayet edeceklerini ısrarla söylediler. Ben de inatla ÅŸikayet ederlerse ÅŸahit olacağımı ve suçun çocukta olduÄŸunu, hatta bütün çocukların buna tanık olduklarını söyledim.
Müdür araya girdi.ÖÄŸretmene, çocuÄŸa ve aileye bu iÅŸin bitmesini yoksa mahkemelere gidip geleceklerini,sonuçta çocuÄŸun ve ailenin suçlu duruma düÅŸeceÄŸini belirtti.Aile çocuklarını alarak çıktı.
Biz de dersimizi bitirip çıktık.
Böylece konu kapandı.Ama papaz bana binlerce kez teÅŸekkür etti.
---EÄŸer dedi, bir Alman veya baÅŸka öÄŸretmen olsaydı, bunların hiç birini söylemez, ben de suçlu duruma düÅŸerdim.Demek ki Türklere boÅŸuna “YiÄŸit Türkler!”dememiÅŸler.Sana çok çok teÅŸekkür ederim.
----Önemli deÄŸil,dedim.İkimiz de netice de öÄŸretmeniz.Ben seni, sen beni savunmazsan bizi kim savunacak?
Aziz Pederle çok konuÅŸmalarımız oldu.Gün olur inÅŸallah baÅŸkalarını da yazarız.Bu seferlik bu kadarı yeter..
Sizler de Aziz Pederi tanımış oldunuz işte.
Kemal DOÄžANAY
Kemal DOÄžANAY | 24/04/2014
0 Yorum | 1893 okunma | 0 beÄŸeni