Bu ÅŸiir.
Suların yandığıdır.
Sözlerin Esmâ’ya adandığı,
Suların da ağladığıdır.
Çeliğe su verdiler tanrım
Uçurum körü bir gecede
Ahraz akşamların hançeresinde
Esmaâ’yı ağladım.
Ömür biledim aşk sıratında
Elendim….
Züleyhâ şahittir ,
Nile döktüm saçlarımı
Hâbilin kitabında sevdim Esmâyı
Şâhdamarımda nabız nabız atan O’dur
O’dur fikrimde gezinen geceleri
Gelişin kavimler göçü kadar uzun sürdü Esmâ
O vakit günahına asılmış Hârut’la Mârut’tu geceler
Sen yağmur kuşuydun tutsak gökyüzünde
Hakikatleri inkar eden sefiller
Karanlık döküyordu kadim kitaplara
Sular da yanmıştı Esmâ
Nuh’un gemisi kadar eskidir âşinalığım
Buluta sargın dağdı özlemişliğim
Üçuuzun boylu zamandır beklemişliğim
Durup durup düşüyorum yokluğunun uçurumlarına
Elleri güz yanığı Şirâzlı bir şair
Adını yazıyor beng-ü taşlara
Uzadıkça uzuyor çağlar ,değişiyor iklimler
Konuşsan yağmur yağıyor
Sussan : çöl…
Susma ,
Ömrümün dolgun başağı
Konuşsan bir tohum kırıyor kabuğunu
Sussan… toprağımda çürüyorum
Konuşsan, güneş göğsünü arza döküyor
Sussan:üşüyorum
Baksan gözlerime azat oluyor kuşlar
Sussan : can kafesimde ölüyorum
Susma
İlk anda zehirliyor acı
Bulutu örseliyor rüzgarın
Konuşsan bir nehir taşıyor
Sussan: yokuÅŸta yoruluyor sular
Suyun ekmeğin ve tuzun hakkı için tanrım
Esmâ’nın gözleri hatrına
Muhacir yüreğimi kundağında s/akla
Ve serinlik bağışla
Başımda taşıdığım nârıma
Canan Köksal
Canan Köksal | 03/12/2019
2 Yorum | 401 okunma | 0 beÄŸeni
Yasemin Demir 15/12/2019 20:12
Sevim Yakıcı (Almila Kargülü) 04/12/2019 12:09