Süzülüp gelirdi yosun kokulu serinlik
Denize dik çıkan sokaklardan
Kirpiğini eğmiş bir güneş
Tasını tarağını toplamış gün,
Turuncu rengiyle, eteğinde serinlik
Salınır gelirdi usulca imbatla
Eski radyolarda hüzünlü bir şarkıyla akşam
Çocuklar oyun yorgunu, serçeler cıvıltısıyla
Doldurmuş sokakları, ağaçları
Kireç badanalı evlerde çivit boyalı saksılarda
Kelebeklercesine açmış beyaz sardunyalar
Uzaktan uzağa bir takanın yorgun gürültüsü
Martılar çığlık çığlığa, dönüyor
Balıkçı bereketli bir avdan
Güneş inmiş denize, erguvan renkli bir akşam
İniyor kepenkleri dükkânların birer birer
Yanıyor kör sokak lambaları,
Akşamın karanlığına göz göz aydınlanırken pencereler
Usulca el ayak çekiliyor sokaklardan
Eve dönüyor babalar elerinde dolu fileler
Nevale, Allah ne verdiyse… Bütün aile sofrada
Filede bir ufak rakı, günün yorgunluğuna çare
Böyle
ışıltılı değildi geceler eskiden
Televizyonlar
renkli…
Bırak
uzaktan kumandayı
Kanal
yoktu değiştirmeye
Bütün
ailenin tek eğlencesi…
Yok,
babanın bilgisayarı, ananın dizisi,
Kızın
cep telefonu, oğlanın tableti
Derken
ayrıldı odalar…
Herkes
kendi kurup kaldırıyor sofrasını
Unuttuk
insanın insana değme anlamını
Eski akşamların özlemi var içimde.
Metin Soydeveli
Metin Soydeveli | 06/12/2019
2 Yorum | 321 okunma | 0 beğeni
Metin Soydeveli 08/12/2019 20:55
Hasan Büyükkara 08/12/2019 00:30