Kaç yıl oldu gözlerini görmeyeli
Sesinin rüzgarı yüzüme esmeyeli
Kaç mevsim
Böyle uzak
Hem yakın sanarak
Kaç bahar geçti
Özlüyorum seni
Hep derdin ya özlemek ham ruhların işi Ayrılık otağ kurdu yağmalıyor şehirlerimi
Acemi bir seyyah gibi kavimler geziyorum
Sırtımda hasretin ağırlığı, omzumda dağlar kavi Arıyorum , arıyorum billur sesini
Kaç şehir seni gezdim
Kaç yüzde aradım gözlerini
Özledim
Gözlerinden havalanıp
Omzuma konan güvercinleri
Hatırlar mısın
Yüreğimin bordasında oturur
Dualı ellerini saçlarıma sürer
’’Yıkılma !’’ derdin
Sesin ırmak yatağı, akar giderdim
Sonsuzum benim
Uçarı adımlarımla
Sadece senin ülkene koşa koşa gelirdim
Susma orucumu tebessümünle açardım
Rüzgarlı saçlarımı şefkatle tarardın
Sormadan başlardın anlatmaya
Derdin ki ’’bak, küçüğüm
Aşk belalı bir yazgıdır
Mühürlü bir kapıdır gönül Ok gibi doğru ol yayın elinde
Ölüm ebed kapısıdır,
Ölmekten de korkma
Aldırma !
Her gece sabaha uyanır elbet’’
Unutmadım
Mağrur dağlardan dünyaya bakışını Münzevi bir yalnızlıktın sen
Külünden dirilen Anka kuşu
Yurdumdun şu yalnızlık çölünde
Kıyısında yakamozlandığım deryalarını özledim
Kaç mesnevi dolaşırdık hayret vadilerinde
Hem dolu dizgin hem şaşkın Eksik yanım, can sızım
Neden seni bulamamış bir yalnızım
Kırık bir kalp yitik bir ümitle
Kalbimin dağlarına çıkıp
Hiç utanmadan hiç korkmadan
Ağlayarak, hem dost çağlayarak Adını ünledim
Adını !
Duyuyor musun ?