çünkü;
şuara sofrasında adımız üç beş günlük
sonrasında ismimiz bir taşa işlenecek
kendi kızımın kızı tanımayacak beni.
sofra dediysek hani, tadımlık; tek öğünlük
ardından cıgaralar tek tek ateşlenecek
şiir denilen sızı tanımayacak beni.
oysa;
çakırkeyif kafayla edilmiş bir yeminin
alkolle tövbesidir, birdenbire, aniden;
bir kalem artığıdır şiir sandıklarımız.
tek kelime arapça bilmeyen bir ümminin
dilinden bir fatiha dökülürken yeniden
yeniden kaybolacak şiir sandıklarımız.
yani;
bize bizden başkası "şair" demeyecekse redifler kalem kırsın şiirin üzerine!
/