Türk tiyatro tarihinde bir perde daha çekildi… Sahnelerdeki kahkaha tufanı ansızın hüzne dönüştü… Nejat Uygur dün 86 yaşında tedavi gördüğü hastanede “benden bu kadar çocuklar, kalın sağlıcakla” dedi. 20 Kasım Çarşamba günü Şişli Kent Kültür Merkezi'ndeki tören sonrası Teşvikiye Camisi'nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek…
Şiir Zamanı sizler adına Nejat Uygur hakkında bilgiler derledi. Ayrıca Şiir Zamanı’ndan bir sanat muhabiri defnedilecek mezarlık olan Zinkirlikuyu’ya giderek orada yapılan karşılama törenleri hakkındaki izlenimleri Sizlere anlatacak. (Bir sonraki yazıda)
Nejat Uygur, tiyatro sanatçısı İsmail Hakkı Şen'in cenaze töreninde şöyle konuşmuştu. "Bir bakmışsınız benim cenazemde başka sanatçılarla röportaj yapmışsınız. Gün gelecek bütün tiyatro sanatçıları İsmail Hakkı Şen gibi, benim gibi ölecek. Tiyatro perdesi üstümüze üstümüze yıkılacak. Hatta seyirci üzülmesin. Ben ve benim arkadaşlarım, onların kederini alıp götürecek. Onlara sadece gülmek kalacak"
Yine bir başka konuşmasında sona doğru yaklaşırken şunları söylemişti. “Askerler cephede ölüyor, benimki de sahnede oyun oynarken olursa mutlu olurum. Ölüm beni hiç korkutmuyor. Yaratan Allah yarattığı gibi günü geldiğinde alacak. Bir gün tiyatronun ışıkları sönecek, zil sesleri susacak ve tiyatro perdesi sonsuza kadar üzerime kapanacak. İşte o zaman giderken tüm üzüntüleriniz yanımda götürerek size sadece kahkahaları bırakacağım”
Nejat Uygun pilot olmak istediğini söyler. Ancak hemşerisi İsmail Dümbüllü “oğlum Nejat, bırak havalarda uçmayı, sahnelerde seyircileri gülmekten uçuracaksın sen” der ve O’nu tiyatrocu yapar. Sonrasını hepiniz biliyorsunuz.
Nejat Uygur Diyor ki: "Ne olur ağlamayın çocuklar kahkahalarla uğurayın beni"
Bu konu hakkında Vikipedi’nin yer verdiği açıklamalar şöyledir:
“Benim düşündüğüm ilk meslek pilotluktu. Çocukluğumda pilot olacağımı düşünürdüm. Hatta hiç unutmam Manisa'da olduğumuz yıllarda, yatak çarşaflarını alıp yüksek bir yerden aşağı atlamayı planlamıştım. Tecrübe pilotu olarak önce ağabeyim atladı ve ayağını kırdı. Ağabeyim Zeki Ayhan Uygur, Amerika'da ünlü bir beyin cerrahı şimdi. Onunla gurur duyuyorum.”
Nejat Uygur aynı zamanda iyi bir ressamdır. Gemicilik de yapmış. Bunu da şöyle anlatır: "Benim gençliğimde herkeste Amerika'ya gitmek gibi çok yoğun bir istek vardı. Bu yüzden liman cüzdanı çıkarttım ve gemici oldum. Hiç unutmam, bir Panama şilebinde çalıştım. Gemide kimsenin canı sıkılmazdı. Onlara fıkralar anlatır, taklitler yapardım. Herkes çok gülerdi. Sonra askere gittim, orada da arkadaşlarımı çok güldürürdüm. Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu. Sonra da tiyatro başladı zaten."
Kavuklusu ve pişekarıyla orta oyununu, tulüatı, meddahlığı ve modern tiyatroyu kendi tarzında sentezlemiştir Nejat Uygur. Oyun başladığında sahneye çıkar üç beş saniye seyircilere bakardı… Bu bakışından ötürü önce bir kahkaha sonra da müthiş bir alkış kopardı.
Şimdi ağlayan ve gülen tiyatro simgesinde gülen taraf da ağlıyor.
Repliklerin nuru içinde yatsın.
Giderek artıyor yalnızlığımız.
Delikanlı çağımızdaki cevher. Yalvarmak yakarmak nafile bugün...
Cahit Sıtkı TARANCI
Ramazan TOPOĞLU/ŞİİR ZAMANI
Ramazan Topoğlu | 19/11/2013
1 Yorum | 2555 okunma | 0 beğeni
Yasemin Demir 19/11/2013 15:17