BÖLÜM 1
NOT: Video görüntüsü en alttadır
Bilirsen mi neler oldu, ulu ozan?
Yurt talandı, obalarım yağmalandı.
Herze-herze hürdü yağı,
Şöklü Melik, Andranik - farkı yok ki, birdi yağı.
Ulu ozan, elim başsız kaldı yaman,
Bele yazmış tale yazan.
Qara polad kılıncımın keseri yok,
Sen gördüyün layakatla er tutmağın şımdi artık eseri yok.
Hiyle kurdu itim yağı, baş eymedik,
Arka oldu her kim yağı, baş eymedik, ulun ozan.
Dış Oğuzdan hay gelmedi İç Oğuza,
Parçalandı elim, ozan,
Haçalandı dilim, ozan.
Bele yazmış Ulu Tanrı - tale yazan.
Hele deyim, dinle beni,ulu ozan:
Güvendiyim oğuz eli bir-birine asi oldu,
Bu sebebden cok erenin yası oldu,
Qaza benzer kızlar,gelinler kara geyip göy bağladı,
Ozan, senin haberin yok.
Naleleri Göye kalktı, Göy ağladı.
Qafil oldu igidlerin,
O zaman da bele idi.
Yağı yaman hiyle kurdu,
Namusu da vicdanı da hiyle idi.
Ucalardan uca yurdum dağıldı,
Ağüzlü anam, durnagözlü bacım esir oldu,
Körpelerim yesir oldu,
Ozan, senin haberin yok.
Şuşam, Zengezurum, Göyçem yağmalandı,
Daşaltım, Hocalım al kandı,
Tophanada harı bülbülüm,
Dilimde sarı bülbülüm yandı,
Ozan, senin haberin yok.
Qarşı yatan kara dağım yağılara yaylak oldu,
Şahbaz atlar oynatdığım, eylendiyim doğma düzler
Yağılara oylak oldu,
Ozan, senin haberin yok.
Esirlerin gelmez oldu, analarım gülmez oldu,
Ozanlarım dinmez oldu,
Dede Korkut dedemizi çok aradık bulamadık,
Öyutlerine sığındık, Dede Ozan,dilimizin teperi kesilmedi.
SEVDA GASİMOVA
.........................................
ŞAİRİ TANIYALIM:
Şairimizi kendin kaleminden okuyalım:
“Ben Gasımova Sevda,
Azerbaycanlıyım... (Soyum Türktür), İsmayıllı rayonunda (İlinde) yaşıyorum. Azerbaycan (Türk) Dili ve Edebiyat öğretmeni olarak İsmayıllı şehir 1 Saylı Lisede çalışıyorum.
Bakü Devlet Universitesi’nin mezunu olmuş, sonra Azerbaycan Milli Elmler Akademiyasi Nesimi adına Dilcilik İnstitutunda yüksek lisansa (dissertantura) başlamış, 2005 yılında adbilim bilimdalı üzere doktorluk yapmışım.
”Şamahı şairlerinin eserlerinde onomastik vahitler”,”İsmayıllım – etnolingvistik yaddaş” adlı kitaplarım ve degişik ilmi dergilerde makalelerim neşr olunmuştur.
Arasıra şiirler, denemeler yazıyorum.”
ŞİİRİN ADI: Ozan Senin Haberin Yok
Türkiye’de yaşayan Türkler gibi Azeriler de Oğuz olup, bu nedenle dil, örf, adet, gelenek olarak da en çok benzeştiğimiz Türk boyudur. Yazılı edebiyatımızdaki destanlarımız, destan kahramanlarımız, ozanlarımız genelde aynıdır. Oğuz Kağan Destanı, Fuzuli, Dede Korkut birer örnektir.
Şiirlerin ya da nesirlerin başlığını iyi anlamak, içeriğini anlamanın hemen hemen yarısıdır bana göre. Bu bağlamda başlığı iyi incelemekte yarar var düşüncesindeyim.
İlk olarak “Ozan” sözcüğü üzerinde durmak istiyorum. “Ozan” nedir? Kimdir? Geleneksel Türk edebiyatındaki ve Türk geleneklerindeki yeri nedir? Bu sorulara cevap bulmak, başlığı anlamak için yeterli olacaktır.
“Oğuzların “Ozan” dedikleri ve halk arasında büyük bir yer ve ehemmiyetleri olan bu kişiler, toplumun yaşam biçimlerini, düşünce ve duygularını, olaylara bakış açılarını şiirleriyle dile getirmişlerdir.”
“Ozanlık, Anadolu'da toplumun öncüsü bir gelenek, halka mal olmuş bir kültürdür. Yaşamını halkla birlikte idame ettiren ozan, sazıyla sözüyle halkın sesidir. Toplumdaki olumlu ya da olumsuz gelişmeler, ozanın sazına, sözüne ve sesine konudur.”
“Ozanlarımız toplumun sorunlarını dile getirmek, olup biteni daha erken görme ve gelecek nesillere mesaj verme özellikleriyle de tanınmıştır. Halkın bağrından kopar ve temsil ettiği toplumun sorunlarını, mesajlarını sazıyla anlatırlar.”
“Tüm ozanlar halkın gönlünde buluşurlar. Türk kültürünün vazgeçilmez simgelerinden biri olma özelliğini daima korumuş ve korumaktadırlar. Anadolu'da toplumun öncüsü olmuş bir gelenek, halka mal olmuş bir kültürdür. Ozan, sazıyla sözüyle halkın sesidir.”
Şimdi şiirin ismini toparlayıp anladıklarımızı sıralayalım…
Bu şiiri yazan Sayın Sevda Gasimova Azarbaycanlı bir Türk; yani bizler gibi Oğuzlardandır. Oğuzlar, dolayısıyla Azarbaycanlı Türkler tarih boyunca ozan geleneğine bağlı yaşamışlar ve ozanlık büyük önem arz etmiştir onlar için. En tanınmış ortak ozanımız Dede Korkut’un, tarih ve edebiyatımızdaki yeri altın harflerle kazınmıştır.
Dede Korkut hikâyelerinde final genelde aynıdır. “Dedem Korkut geldi, boy boyladı, soy soyladı…” der ve hikâyeye son noktayı kor. Yani aynı zamanda boy boylayan, soy soylayan, isim koyan, son sözü söyleyen bir ulu kişidir.
Bu şiirde sözü edilen ozan, Dede Korkut gibi sözü dinlenecek, hep eksikliği hissedilen bir bilge kişidir. Öyle bir ozana çağrıdır bu başlık. “Artık yoksun! Her şey değişti ve senin olanlardan haberin yok… Gel! Milletimize seslen, manevi güç ver bize. Sana ihtiyacımız var!” haykırışıyla, bir ulus için maneviyatın, bilge kişiliğin gerekliliği, yürek sesiyle ve öz biçimde vurgulanmaktadır. Kısaca Türkler için Dede Korkut tarzında bir ozanın her daim gerekliliği belirtilmektedir.
Başlık, şiirin bir tarihi anlatacağını ve milli duygulara hitap edeceğini belli etmektedir biz okuyanlara.
1. BÖLÜMÜN SONU
DEVAM EDECEK
Turgay COŞKUN | 28/12/2014
9 Yorum | 2091 okunma | 0 beğeni
Turgay COŞKUN 28/12/2014 21:16
Turgay COŞKUN 28/12/2014 21:14
Turgay COŞKUN 28/12/2014 21:08
Yasemin Demir 28/12/2014 21:07
Turgay COŞKUN 28/12/2014 21:05
Turgay COŞKUN 28/12/2014 20:55
Melek Kırıcı 28/12/2014 20:12
Ramazan Efe 28/12/2014 19:28
Yasemin Demir 28/12/2014 13:08