ATATÜRK’ÜN EDEBİYATLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ [Devamı]
GÜLE GÜLE MALKOÇOĞLU [Devamı]
Yazar Rasim Özdenören Hayatını kaybetti [Devamı]
İnsan Beynini 'en fazla ' Geliştiren 10 Roman [Devamı]
125 Yazar Tüm Zamanların En Şahane Kitaplarını Seçti [Devamı]
Cemal Süreya'nın Çalkantılı Yaşamı [Devamı]
Orhan Veli'nin '' Sere serpe aşkı'' [Devamı]
GEÇMİŞTEN ESİNTİLER: HURŞİT YENİGÜN VE GRUBU [Devamı]
YEŞİLÇAMDAN FİLM ÖNERİSİ: BİR DAĞ MASALI 1967 [Devamı]
Slm hayırlı akşamlar iyi yayınlar güzellikler seninle olsun
İyi akşamlar iyi yayınlar diliyorum herkese. Almanya'dan kucak dolusu selam ve sevgiler kardeşim
Abim kusura bakma geciktim malum Zeyno hanım bırakmıyor size keyifli bir gece diliyorum şiir ve şarkı seçimini size emanet ediyorum saygı ve hürmetlerimle
Gültekin Kardeşim,
Evladım Gizem aşağıdaki şiiri rica ettiler. Faruk Nafiz Çamlıbel'den
Şarkımız ise;
Faruk Nafiz Çambıbel'in eşi ölünce yazdığı
Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok. şarkısı olsun.
Faruk Nafiz bu şiiri bestelemesi için Alaattin Yavaşca'ya teslim etmiş.
0
İyi Yayınlar sevgili Kardeşim Gültekin,
Başkentten Denizli'ye selamlar.
Cumhuriyet haftamızı ve bayramını şimdiden kutluyoruz.
Demir Mutlugul Ustadan bir şiir.
Şarkımız elbet bir gün buluşacağız olsun.
Güneşim gibiydin beyhudem sıcacıktın...üstümde biçilmemiş kaftan, ayağımda zincir ...On bir kere döndüm etrafında...
Islık sesiyle,
Ağaç oynatıyor rüzgâr
Gözleri önünde dünyamın
El çırpıyor kuş telekleri
Güneş nazlı
Su tedirgin
Benzi solgun uzun havanın
Yer/yüzünde ıslaklık
Su serpilmiş yanları üşüyor
Yük vagonlarındaki çiçeklerin
Ben sesini çiziyorum saç/ak altlarıma
Evaze etekli yokluklar
Yedi tepeli şehirde
Boşluk ağır
Dalga usul
Gel-gitler birdenbire
Devri cilasız bağdaş duvarların
Gölgelerde ilk çağ resimleri
Bil/cümle devrik alabildiğine
Masatta bıçak
Biley taşında neşter
Kan taşıdır şimdi zaman
Kesildi kesilecek bağlar
Ardına bakmazken gerçekler
Elin yaban ya! …ben har vuruyorum boşluğa, sen harman savuruyorsun ateşe
Suadiyeekimikibinyirmibir
Demir Mutlugil
Keyifle kulağımız sizde bir şiir seçtim duru bir kalem ses olursanız keyfimiz katlanacak saygılar
“Gelmez gelmez yerlerim acıyor” derdi
Çocukluğumun ruhu nasır tutmuş bilge kadınları
Gelmez yerlerimin, onmaz yaraları
Yıkamış, katlamış, kaldırmıştım
Kalbimin sandık odasına
Kat üstüne kat çıkarak
Ansızın çıkageldin
Katlarından sıyrıldı acılar
Saçıldı dört bir yana
Dağıldık
Olmazlarım ve ben
Gelmez yerlerimin, onmaz yaraları
Döktü sırlarını
Diyorsun ya sarsam, öpsem acılarından
Alıp kucağıma büyütsem içindeki yetim çocuğu kaldığım yerden
Ah, ah ki ah
Limandan kalkan bir gemiyim artık
Seyre dur ardımdan
Yıllarca beklediğim sözleri havalandır
Martılar fısıldasın kulağıma
“Gelmez gelmez yerlerim acıyor”
Ve
Gelmez yerlerimin, onmaz yaraları
hayırlı yayınlar bol katılımlı güzel bir yayın akışı diliyorum bir şiir seçtim bizde maaile buradayız
Abim hayırlı akşamlar olsun ay seçkisi bir şiir seçerek sessizce yerimi alıyorum cepten de olsa dinlemedeyim
Arayan hep ben oldum cevap vermeyense siz,
Bu yola yemin edip öyle çıkmadık mı biz!
Beni böyle perişan bıraktınız kimsesiz,
Çile yumağı hayat çekilmiyor ki sensiz!
Ne yazar senin için göze alsam ölümü,
Sen yine de görmezsin şu perişan halimi,
Belki dersin peşimden; divane mi deli mi?
Canlı ceset gibiyim sanki ruhum bedensiz!
Debelenir dururum attığın kuyu dipsiz,
Kul kula sebep olur yaşanır mı sebepsiz,
Ne olur bir gününde geçiversin acepsiz,
Aşk yolları geçilmez gül olur mu dikensiz!
Hüzün dolu Eylül’ler üzmesin hiçbir canı,
İstemesek de sızlar hepimizin sol yanı,
Zincir vur inadına şimdi sevmek zamanı,
Yaprak bile yerinden kımıldamaz nedensiz!
Nelere gebe yarın belki de ağarır tan,
Unutma tam şuramda sensin durmadan atan,
Yetmez mi ay ışığım her gönüle bir sultan,
Ömrüne yük değil mi geçen günlerin bensiz!
Ankara-09.09.2021
Ümit Zeki SOYUDURU
yayında olan radyo programcımıza ve dinleyenlere en derin hürmetlerimle Zeki müren den yıldızların altındayı dinleyebilirmiyiz
Dilimde kördüğum bütün sözlerimSararıp solarım akşam oluncaDalarken maziye yaşlı gözlerimHüzünle dolarım akşam oluncaSesime ses vermez dilsiz duvarlarKime içim döksem baştan savarlarÇaldığım kapıdan hemen kovarlarHüzünle dolarım akşam oluncaDivane gezdiğim ıssız sokaklarIyi gün dostlarım dar gün de yoklarSineme vurulmuş zehirli oklarHüzünle dolarım akşam oluncaNe yapsam sönmüyor içteki harımKışlara gebedir gelmez baharımYarenim yoldaşım öteki yarımHüzünle dolarım akşam oluncaYıldızlara bakıp dilekler tuttumBiçare gönlümü böyle avuttumSahi adım neydi ben de unuttumHüzünle dolarım akşam oluncaÇarmıha gerilse ruhum bedenimYaşama hep vardır milyon nedenimNe beddu ettim, ne kin güdenimHüzünle dolarım akşam oluncaGölgeler gizlenir sessizlik çökerTutar ellerimden kuytuya çekerSevim kaderine hep boyun bükerHüzünle dolarım akşam oluncaSevim GÜLER
Gültekin bey hayırlı geceler bir şiir seçtim kulağım sizinle
Merhaba Gültekin Bey keyifli bir yayın akşamı diliyorum .Sesinizden bir şiir dinlemek mümkün olursa sevinirim.Saygılarımla..
İyi ve kötü günde diye çıktık bu yola
Senin yokluğunda ben mum gibi eriyorum.
Ne oldu da vazgeçtin yürüyorduk kol kola
Artık güzel günleri düşlerde görüyorum.
Sen yoksun ya eksiğim, her şey de bir eksiğim
Senli dünlere aşık, sensiz günde aksiyim
Sensiz kainatımda yalnız bir galaksiyim
Sen merkezli çemberde dolanıp duruyorum.
Her akşam ve her gece odamı efkâr basar
Tespih yapar dünyayı her gün boynuma asar
Hiçbir şey veremedi hasretin kadar hasar
Sensiz günlerde senli hayaller kuruyorum.
Bu gidiş hesapsızdı, bu gidiş çok erkendi
Bastığım toprak çamur, tuttuğum dal dikendi
Coşari için kalbin sığındığı meskendi
O kalbi kabrindeki toprakta arıyorum
19.10.2021/Samsun
İbrahim COŞAR
Abim hayırlı akşamlar keyifli bol katılımlı bir yayın akşamı diliyorum şiirimi seçtim kulağım radyomuzda olacak inşallah
Güller bana bakıp yaprak dökerken,
Nasıl solduğumu bilirsen yeter.
Bülbüller lal olup boyun bükerken,
Nerde olduğumu bilirsen yeter,
Yüce dağlar heybetini yitirmiş,
Zemheri ayında yazı getirmiş,
Ağaçlar kış günü meyve yetirmiş,
Mevsim çaldığımı bilirsen yeter,
Göç yoluna dizilmeden turnalar,
Özgür özgür süzülmeden turnalar,
Şiirlere yazılmadan turnalar,
Selam saldığımı bilirsen yeter,
Kelebeğin kanatları yorulmuş,
Bal arısı kovanına darılmış,
Tek kurşunla kırk yerinden vurulmuş,
Cansız kaldığımı bilirsen yeter,
Rüzgâr esrik düşmüş yaprak oynamaz,
Başpınar kurumuş suyu kaynamaz,
Ezan, sala bitti, bekliyor namaz,
Nasıl öldüğümü bilirsen yeter,
Mahir’in kabrine gelirsen yeter.
Mahir Başpınar
Kolay gelsin merhabalar şiiri seçtim şarkımız tüm dinleyenlere gelsin saygılar
Güneşim gibiydin beyhudem sıcacıktın...üstümde biçilmemiş kaftan, ayağımda zincir ...On bir kere döndüm etrafında...
Islık sesiyle,
Ağaç oynatıyor rüzgâr
Gözleri önünde dünyamın
El çırpıyor kuş telekleri
Güneş nazlı
Su tedirgin
Benzi solgun uzun havanın
Yer/yüzünde ıslaklık
Su serpilmiş yanları üşüyor
Yük vagonlarındaki çiçeklerin
Ben sesini çiziyorum saç/ak altlarıma
Evaze etekli yokluklar
Yedi tepeli şehirde
Boşluk ağır
Dalga usul
Gel-gitler birdenbire
Devri cilasız bağdaş duvarların
Gölgelerde ilk çağ resimleri
Bil/cümle devrik alabildiğine
Masatta bıçak
Biley taşında neşter
Kan taşıdır şimdi zaman
Kesildi kesilecek bağlar
Ardına bakmazken gerçekler
Elin yaban ya! …ben har vuruyorum boşluğa, sen harman savuruyorsun ateşe
Suadiyeekimikibinyirmibir
Demir Mutlugil
keyifli bir yayın akışı diliyorum şiirimiz İbrahim değerli şairden şarkımızı ben seçtim kulağımız radyomuzda
Hayırlı akşamlar hayırlı yayınlar Gültekin bey kardeşim
Gültekin abim hayırlı akşamlar bol katılımlı güzel bir şiir gecesi olsun diyerek yerimi alıyorum herkese kocaman bir turist ömer selamı ile ay seçkisi bir şiiri de yürek sesinize konduruyorum burdayım abim
Anlamını kaçıncı yüzyılda kaybetmiş bir kelimenin mücerret boşluğunda unuttular bizi.
Çatık kaş müderrislerin tedrisinden kaçıp, Leyla ile Mecnun’u oynardık mesnevi bahçelerinde.
Divanların aharlanmış sayfalarında aruz veznimdin.
Uzun med, suskun cezm…
Kadim divanların sebeb-i telifinde efsunladılar cildimizi : ya kebikeç ya hafız !
Teşbih- i beliğim, sevdiğim…
Seni çok bekledim.
Aharlanmış yapraklarımızda Salaman ve Absal, Hüsrev İle Şirin…
Hüsn-ü Aşk’tın mercan tahtında divanların, kadim bir aşkla beyitlerinde gezdim…
Şem ü Pervane’de geceleri fener gibi yanıp söndüm, bir ateş oldum bir su
Med oldum kıyılarına sonra cezir; vaslına eremedim.
Kadim telmihim, beyitler tahtında vakur bercestem; hüsn-i talilim …
Yaver gitmedi benim şu kara bahtım.
Hangi şiirle açayım güzellik duvağını hangi sözle şerh edeyim lal dudağını.
Dermanım, tabibim sevdiğim !
Bir nergisin gözleri kadar yaslı, şeyda bülbülün kafesinde ahu zardayım.
Senin için ezberlediğim bercestelerim mahzundur, la-edri imzalı şiirlerim.
güzel biir yayına merhaba bırakalım radyomuz açık teşekkürler
“Gelmez gelmez yerlerim acıyor” derdi
Çocukluğumun ruhu nasır tutmuş bilge kadınları
Gelmez yerlerimin, onmaz yaraları
Yıkamış, katlamış, kaldırmıştım
Kalbimin sandık odasına
Kat üstüne kat çıkarak
Ansızın çıkageldin
Katlarından sıyrıldı acılar
Saçıldı dört bir yana
Dağıldık
Olmazlarım ve ben
Gelmez yerlerimin, onmaz yaraları
Döktü sırlarını
Diyorsun ya sarsam, öpsem acılarından
Alıp kucağıma büyütsem içindeki yetim çocuğu kaldığım yerden
Ah, ah ki ah
Limandan kalkan bir gemiyim artık
Seyre dur ardımdan
Yıllarca beklediğim sözleri havalandır
Martılar fısıldasın kulağıma
“Gelmez gelmez yerlerim acıyor”
Ve
Gelmez yerlerimin, onmaz yaraları